“Aksi” adlı eser, canlılığın tabiatı gereği düzeni, sakinliği, monotonluğu dışlayan içsel bir dinamiği olduğunu düşündürtür. Canlılığın binlerce yıldır ayakta kalmasını sağlamış şeylerin arasında anlam veremediği çeşitli korkularının, meraklarının, arzularının ve açlıklarının payını yok saymak mümkün müdür? İçsel arayışlarını tatmin etmek için bu tekinsiz sahada ilerlemeye devam edenler, güvenli ve alışılmış olanın aksi yönüne doğru gidenler sayesinde arkadan gelenlerinde önü açılmamış mıdır? Düzene karşı düzensizliği tercih, alışıldık olana karşı aksi yönde ki ilerleme isteği varlığın gelişimini sağlamaya yönelik içsel bir dürtü olabilir mi? “Aksi” bütün bu soruların formun mekânla olan ilişkisi aracılığıyla dile getirilme çabasıdır.
Bir Önceki
Bir Sonraki
Dijital
0x0 cm