Sanata Bi Yer Üyesi Mücahit Diyar Arız ile Doğuş Otomotiv Plus Deneyim Merkezi Sergisi'ne dair bir sohbet.

Doğuş Grubu’nun kültür-sanat alanındaki başlıca sosyal yatırımı olan Sanata Bi Yer platformu üyesi Mücahit Diyar Arız’ın metal malzeme ile ürettiği ve deniz canlılarından ilham alan Ekinoks, Aslan Balığı, Palyaço Balığı (Nemo) ve Kılçık isimli heykelleri, Galataport İstanbul’daki Doğuş Otomotiv Plus Deneyim Merkezi’nde sergilendi. Sergi kapsamında genç yetenek ile eserlerine, deneyimine ve sanata yaklaşımı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

röportaj-media
Sanat yolculuğuna nasıl başladın? Seni heykel disiplinine yönlendiren duygular, deneyimler ve arayışlar nelerdi? Sanat yolculuğum çocukluğumda başladı. Küçük yaşlardan itibaren resim yapmaya büyük bir ilgi duyuyordum ve bu ilgimi geliştirmek için çeşitli kurslara katıldım. Özellikle iki yıllık yoğun bir hazırlık süreci, sanatla olan bağımı güçlendirdi. Heykele yönelimim ise üniversite yıllarımda şekillendi. Bölüm tercihimi yaparken heykelin bana ne kadar hitap ettiğini fark ettim. Farklı malzemelerle çalışmak, üç boyutlu formlar yaratmak beni hem heyecanlandırdı hem de derin bir şekilde mutlu etti.
Genç bir heykel sanatçısı olarak üretim sürecinde en çok zorlandığın noktalar neler? Genç bir heykel sanatçısı olarak üretimde en çok zorlandığım konu ekonomik koşullar. Heykel üretimi, malzeme ve mekân açısından ciddi bir altyapı gerektiriyor. Bir atölyeye ve gerekli ekipmanlara sahip olmak genç bir sanatçı için oldukça maliyetli. Bunun yanında üretim motivasyonunu diri tutmak da kolay değil. Mekân ve imkan eksikliği üretimi aksatınca, bu durum görünürlüğü de azaltıyor. Sergileme alanı bulmak, üretimi sürdürebileceğim bir ortam yaratmak ve ekonomik olarak ayakta kalmak sürecin en zorlu parçalarını oluşturuyor.
Sanata Bi Yer üyesi olarak Doğuş Otomotiv Plus Galataport Deneyim Merkezi’nde dört işinin bir araya gelmesi senin için nasıl bir deneyim oldu? Bu sergi benim için gerçekten harika bir deneyimdi. Sevdiğim dört heykelimin aynı mekânda, üstelik böylesine nitelikli bir alanda sergilenmesi hem beni çok mutlu etti hem de üretim motivasyonumu artırdı. Genç bir sanatçı için görünürlük ve sergileme alanı bulmak çoğu zaman zorlayıcı oluyor. Sanata Bi Yer’in bu konuda sağladığı destek, sanatçılara hem alan hem değer sunması açısından çok kıymetli. Bu sergi bana moral veren, yolumu güçlendiren önemli bir deneyimdi.
Sergilenen dört işinin her biri hem estetik hem de kavramsal olarak farklı bir ses taşıyor. Bu eserlerin ortaya çıkış hikâyelerini biraz anlatabilir misin? Seni bu formları seçmeye yönlendiren bağlamlar nelerdi? Eserlerimin ortaya çıkış hikâyesi tamamen çocukluğuma ve aile geçmişime dayanıyor. Başlangıçta hangi temaya yönelmem gerektiğini bilmiyordum. Kendi ilgi alanlarımı keşfetmeye çalıştığım bu süreçte, ailemin mesleği olan balıkçılık benim için doğal bir ilham kaynağına dönüştü. İlk balık heykellerimi denediğimde bu dünyada ne kadar huzur bulduğumu fark ettim. Deniz, balıklar ve bu mesleğin ritmi görsel hafızamı ve sanat anlayışımı derinden etkiledi.Sanat pratiğimin ana teması hâline geldi. Zaman içinde yalnızca bildiklerimle yetinmeyip deniz ekosistemini daha detaylı araştırmaya başladım. Suyun altında ve üstünde yaşayan pek çok canlıyı keşfettikçe her biri beni yeni bir heykele yönlendirdi. Her yeni canlıyla karşılaşmak yeni bir heyecan ve farkındalık yarattı. Bu yüzden seçtiğim formlar hem kişisel geçmişimi hem de keşfetme tutkumun izlerini taşıyor.
Bir Sanata Bi Yer üyesi olarak platformun sana kattığını düşündüğün şeylerden bahsedebilir misin? Görünürlük, üretim motivasyonu, sergileme fırsatları ya da kariyer yolculuğun açısından Sanata Bi Yer’in sende nasıl bir etki yarattığını düşünüyorsun? Sanata Bi Yer’in bana birçok açıdan katkı sağladığını düşünüyorum. Genç bir sanatçı için görünürlük kazanmak, sergileme fırsatları bulmak ve üretim motivasyonunu korumak oldukça zorlayıcı olabiliyor. Bu platform ise adeta domino etkisi yaratan bir destek sunuyor: Görünürlük arttıkça sergileme imkânları çoğalıyor, sergileme imkânları arttıkça üretme isteği güçleniyor. En değerli katkılarından biri, sanatçının yaptığı şeyin değerli olduğunu hissettirmesi. Dijital veya fiziksel alanlarda bizi görünür kılmaları, işlerimize bir zemin sağlamaları genç bir sanatçı için çok kıymetli. Üretim sürecime ve sanat yolculuğuma güç katan bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Röportajdan Görüntüler